Bakan Akdağ: Danıştay, mecbûrî hizmeti engelledi! Doğu ve Güney Doğu'ya tek doktor gönderemiyorum
TGRT HABER TV'de yayınlanan ve İhlas Medya Ankara Grup Başkanı Nuri Elibol ile Başkan Yardımcısı Murat Odabaş'ın hazırlayıp sunduğu "Ankara'nın Gündemi" programının bu haftaki konuğu Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ oldu. Bakan Akdağ, Nuri Elibol ve Murat Odabaş'ın gündeme ilişkin sorularını cevaplandırdı.
100 BİN KİŞİYE 130 HEKİM
Türkiye'nin hekim açığı olduğunu vurgulayan Bakan Akdağ, yabancı hekimlerin
Türkiye'de çalışmasının önünün açılmasının ihtiyaçtan kaynaklandığını ifade
etti. Dünya sağlık örgütünün istatistiklerine göre hekim başına düşen nüfus
sayısında 52 ülke arasında Türkiye'nin sonuncu sırada olduğuna dikkat çeken
Bakan Akdağ, "Bu durum, varolan hekimlerin yurt genelindeki dengesiz dağılımıyla
da birleştirildiğinde daha karışıyor. Bugün Türkiye'de 100 bin kişiye 130-140
hekim düşüyor. Bu sayı artmalı. Hekimler sosyo-ekonomik açıdan gelişmemiş yöreleri
istemiyor. Nitekim bu bölgeler için bin sözleşmeli doktor kadrosuna 200 başvuru
oldu. Oysa bu bölgelerde uzman doktorlar ayda ortalama 7 milyar 600 bin, pratisyenler
ise 3 milyar 200 milyon gelire sahip olacaktı. Biz mecburi hizmeti geri getirdik.
Çünkü buna mecburduk" diye konuştu.
NİÇİN ÇALIŞMASINLAR?
Hekim ihtiyacına cevap vermek için kaliteden taviz vermeden mevcut tıp fakültelerinin
kapasitelerinin arttırılıp yeni tıp fakültelerinin açılmasının şart olduğunu
ifade eden Bakan Akdağ, "1978'den beri tıp fakültelerine alınan öğrencilerin
sayısının azaltılması gerektiği söyleniyor. Oysa Türkiye'de vatandaşlarımız
her yıl 300 milyon defa muayene oluyor. Yani kamuda çalışan hekim karşısına
günde 30 hasta düşüyor. Ancak bütün hekimlerimiz muayene yapmıyor. Meselâ pataloglar,
radyologlar hasta muayene etmiyor. Cerrahlar da ameliyatla ilgileniyor. Bunlar
çıkartılınca hekim başına günlük muayene sayısı 50 oluyor. Halkımızın sağlık
bilinci artıp, hekimlere ulaşması kolaylaştıkça bu sayı daha da artacak.
NELER ÇEKTİKLERİNİ BİLİYORUM
Biz vatandaşa hastaneye gelme mi diyeceğiz? Yurt dışından hekim gelmesine sadece
vatandaşlarımızın değil hekimlerimizin de ihtiyacı var. Muhalefet, iktidar ve
meslek birlikleri bu hususta anlaşmalıyız. Anlaşamazsak bunu yapamayız. Halen
Türk üniversitelerinde eğitim gören hekimler var. Bunların bir kısmı da Türkiye'de
kaçak olarak çalışıyor. Bunların yanı sıra Türkçe bilen ve diplomaları YÖK'ten
denklik almış hekimler de çalışacak. Hangi çağda yaşıyoruz? Niçin Türk hekimleri
yurt dışında çalışıyor da yabancı hekimler bizde çalışmasın. Sadece vatandaşların
değil, hekimlerimizin de buna ihtiyacı var. Ben de hekimlik yaptım. Bir hekimin
karşısına muayene olmak için günde 40-50 hasta çıkınca neler çekildiğini bilirim"
dedi.
MESELEYİ ÇÖZMELİYİZ
Hekim odalarının yabancı hekimle ilgili eleştirilerinin altı doldurulmayan ideolojik
söylemler olduğunu vurgulayan Akdağ, "Meseleyi mutlaka çözmeliyiz. Kanunda
bir madde değişecek o kadar. Bu yeterli olmayan kişiler de Türkiye'de doktorluk
yapacak anlamına gelmemeli" şeklinde konuştu.
AİLE HEKİMLİĞİ 2008'DE
Halen Düzce'de deneme uygulaması yapılan aile hekimliği uygulamasından olumlu
sonuç alındığı müjdesini veren Sağlık Bakanı Recep Akdağ, "Dünya Sağlık
Örgütü başta olmak üzere uzmanların ittifakla kabul ettiği konu sağlıkta her
ülkenin kendi sistemini kurması. Aile hekimliği modelini oluşturmak için 20-25
ülkeyi inceledik ve ilk örneği Düzce'de oluşturduk" dedi. Türkiye'de 20
yıldır sağlık ocaklarında 5 hekimin çalıştığını belirten Bakan Akdağ, şunları
söyledi:
"Bir kişi hastalarla ilgilenir, diğerleri başka işler yapar. Sağlık ocaklarının
yeterli gelirleri yoktu. Düzce'de ise şunu gördük. Sağlık ocağında hekimler
hasta kayıtlarını yapıyor. Ebelerimiz ve hemşirelerimiz hastalarını biliyor.
Enteresan bir dinamizm gelmiş. Çağdaş hizmet yuvaları oluşmuş. Zaman zaman sıkıntı
olsa da mükemmel çalışıyor. Aile hekimliği bu yıl 10 ilde başlıyor. Gerekli
eğitimler yapıldı. Yılın 2. yarısının başında İzmir, Gümüşhane, Elâzığ, Samsun,
Adıyaman, Isparta, Edirne başta olmak üzere 10 il bu uygulamaya geçecek. 2007
yılının 3. ayında uygulama diğer illerde yaygınlaşacak. Aile hekimliği 2008
sonu ya da 2009'a da sarkabilir. Çünkü yanlış başlarsa toparlaması zor olur.
Burada da tek eksiğimiz hekim yetersizliği. Aile hekimliğinde normalde 2000-2500
kişiye bir hekim verilmeli. Biz 3000 kişiye bir hekim veriyoruz. Bir geçiş dönemi
yaşayacağız."
MECBÛRÎ HİZMET
Mecburi hizmet uygulamasıyla ilgili Danıştay kararının hekimleri mağdur ettiğini
anlatan Bakan Akdağ, süreci bu noktaya taşıyan kurumun Tabipler Birliği olduğunun
altını çizdi. Bakan Akdağ şöyle devam etti: "Bir hekimin bir gün bile boş
durması halkın zararına. Kanunla devlete hizmet hükümlülüğü olanlar önce bunu
tamamlayacak sonra da mesleğini icra edecek. Danıştay, genelgeyle ilgili olarak
yürütmeyi durdurma kararı verdi. Bu kararla Anayasa Mahkemesi'nin yürütmeyi
durdurma yetkisini de üstüne aldı. Şimdi genelgeyle ilgili olarak yürütmeyi
durdurma kararı olduğu için hekim tâyin edemiyorum. Oysa kanun yürürlükte olduğu
için mesleğini yapamıyor. Mahkeme genelgeyle ilgili olarak lehine veya aleyhine
karar verecek ve umarım ki işler çözülecek. Genelge Anayasaya aykırı ise biz
gerekli değişiklikleri yaparız. Şu anda Anayasa Mahkemesi karar sürecinde. Yüce
mahkemeyi bu konuda bilgilendireceğim."
TÜRKİYE EMSÂL OLDU
Kuş gribiyle ilgili AB'nin yaptığı zirveye kendisinin de katıldığını anlatan
Prof. Dr. Akdağ, "Avrupa'da konuyla ilgili ortak ses oluşturmak için çalışıldı.
Halkı bilgilendirme ve paniğe sebep olmama kararı alındı. Avrupa'da kuş gribiyle
ilgili olarak devlet ve medya işbirliği yaptı. Biz ise biraz geç kaldık. Toplantıda
biz Türkiye örneğini anlattık. Uluslararası örgütler Türkiye'nin çalışmasından
memnun kaldı. Türkiye'den övgüyle bahsettiler. Türkiye kuş gribi vesilesiyle
salgın hastalıklarla ilgili planını güncelledi. Kuş gribiyle yaşamayı öğrenmeliyiz.
Vatandaş da bilinçlenmeli" şeklinde konuştu.
YAP KİRALA DEVRET
Sağlık Bakanı Akdağ, yeni hastanelerin yapımının özel sektöre bırakılacağını
belirterek, sağlık alanında 'yap-kirala-devret' döneminin başlayacağını söyledi.
Bazı sağlık binalarının 70 yıllık olduğunu belirten Akdağ, binaların yapıldığı
günkü sağlık anlayışının değiştiğini mevcut fiziki kapasitenin bu anlayışın
ihtiyaçlarına cevap vermekten uzak olduğunu vurguladı.
YABANCI SERMAYE
Bakan Akdağ, ihale ile özel sektöre yaptırılacak hastane binalarının 20-25 yıllığına
kiralanması yoluyla bu ihtiyacın karşılanacağını kaydederek şunları söyledi:
"Bina iyi yapılmışsa yaşı önemli değil ama sağlık anlayışı geçen zaman
içinde çok değişti. Evvelden bir dahiliye uzmanının baktığı alanda şimdi kaç
ayrı uzmanlık var. Eskiden MR yoktu şimdi var. Ayrıca eski usul koğuş sistemi
artık terk edilmeli. Bir ya da iki hastaya bir oda düşmeli ve ayrı tuvalet ve
banyo da bulunmalı. Yeni binaları bu şartlarda yaptırıyoruz. Ankara'nın göbeğinde
bir çok hastane var. Bunların yeterli otoparkı bile yok. Fiziki imkanları sınırlı.
Büyük şehirlerde yeni alanlara büyük tesisler yapılmalı. Oysa mevcut bütçe inşaatı
devam eden binalara anca yetiyor. Yeni binalar ise büyük bütçeye ihtiyaç duyuyor.
İlgili kurumlarla işbirliği yapıyor gerekli kanunu hazırlıyoruz. Biz arsa tahsis
edeceğiz. Yatırımcı arsaya yatırım yapacak. Finansmanı kendisi sağlayacak. Bu
kamu özel işbirliği olacak. Yatırımcı bir konsorsiyum oluşturacak. İhaleyi kazanan
bina yapmanın yanı sıra ekipmanı da getirecek. Yatırımcı hastanenin görüntüleme
merkezi, yemekhane, kantin gibi birimlerini işletecek. Biz de binayı 20-25 yıllığına
kiralayacağız. Sonra da hastaneyi ya devralacağı ya da almayacağız. Bu hastaneler
başlangıç için Ankara, İstanbul, İzmir, Antalya gibi şehirlerde olacak. Daha
sonra yaygınlaşacak. Yabancı sermayenin büyük talebi var. İngiltere, Körfez
ülkeleri, İspanya'dan talep söz konusu. Şu an görüşmeler yapıyoruz."
netgazete